Gülşen-i Raz -35-

  1. Mânâ adamı ne ister bu ibâreyle?..
    Ki göz ve dudakla işâret etmektedir?.
  2. Ne ister zülüften, boydan benden?.
    Hâl makâmlarını aşan adam?..
  3. Âlemde açıkça görülen her şey,
    Cihân güneşinin bir yansıması gibidir..
  4. Cihân; yüz, ben, göz ve kaş gibidir…
    Bunların her biri de yerinde güzeldir.
  5. Tecelli, bazen güzellik, bazen de yücelik şeklinde olur..
    Yanak ve zülfü de mânâlara örnek oluşturur.
  6. Hak’kın sıfatları lûtuf ve kahırdır…
    Güzellerin yanaklarında ve zülüflerinde bu ikisinden izler var…
  7. Duyulan bu sözler, duyularca algılandığı için,
    Önceden algılansın diye, vaaz edilmişler…
  8. Mânâ âleminin sonu yoktur;
    Lafız onu nasıl kuşatacak, ifâde edecek?!
  9. Zevkten kaynaklanan bir mânâyı,
    “O” ifâde edecek sözü bulmak mümkün olur mu?!.
  10. Bu yüzden gönül ehli, bir mânâyı açıklayınca;
    Bir örnek göstererek mânâyı ifâde eder.
  11. Duyularla algıladığımız somut olgular, mânâ âleminde gölgeler gibidir…
    Bu çocuk, öbürü de dadı gibidir.
  12. Bana göre, tevil edilen bu lafızlar,
    İlk konulurken bu mânâlar için söylenmişlerdir.
  13. Duyularla algılanan somut olgular, avâmın geleneğine
    göre daha özel mânâlara yöneliktir.
    Avam nereden bilsin ki, bu mânâ hangisidir?.
  14. Akıl dünyasına baktıkları zaman,
    Oradan lafızlar aktardılar…
  15. Akıllı kişi aradaki uyumu gözetti;
    Lafız tarafına mânâ nazil olunca.
  16. Fakat, bütünsel bir teşbih mümkün değildir!..
    Dolayısıyla, bu sonuca varmak için çabalamaktan vazgeç!..
  17. Bu açıdan kimse seni kınayacak değil…
    Çünkü, bu alanda Hak’tan başkasının ortaya koyacağı bir mezhep yoktur!..
  18. Ama, kendinde olduğun sürece, sakın, sakın…
    Şeriata aykırı davranma!. Ona uy!.
  19. Çünkü, gönül ehline sadece üç durumda izin var:
    Yok oluş, sarhoşluk ve naz hâlinde..
  20. Bu üç hâli bilen kimse,
    Lafızları ve nesnel karşılıklarını bilir.
  21. Sende vecd bulma hâlleri yoksa,
    Bilgisizlikle ve başkalarını taklit ederek kâfir olma!..
  22. Gerçek hâller mecazi değildir;
    Bunu ya keşf etmeli, ya da tasdik etmeli…
  23. Sana kelimelerin konuluşunu, lafızları ve mânâları söyledim;
    Eğer bunları anlarsan, ne dediğimi bilirsin!..
  24. Mânâlarda, sonuca dikkât et!..
    Bütün gerekleri birer birer gözet!..
  25. Bunlardan özel teşbihler yap,
    Başka yönlerden ayrı olarak değerlendir!..
  26. Bu kural, bir kere yerleşti mi,
    Ondan hareketle birkaç örnek daha sunayım…

Check Also

Gülşen-i Raz -47-

O gül bahçesinden yeniden koku aldım, Ve adını “GİZEMLERİN GÜLBAHÇESİ” koydum… Onda gönül sırlarından güller ...