Gülşen-i Raz -26-

  1. Mümkün ile Vacip’in kavuşması ne demektir?
    “Yakınlık, uzaklık ve daha ötesi” sözü ne anlama gelir?..
  2. Bu sözü benden dinle, ne eksik, ne de fazla!..
    Birinin yanında, sen kendinden uzağa atılmışsın!.
  3. Varlık, yoklukta zuhûr edince.
    Orada yakınlık, uzaklık, azlık ve çokluk oldu…
  4. Yakın, Nûrun ışığı yansıyan kimsedir,
    Uzak, vardan uzak olan yokluktur…
  5. Eğer, kendinden bir nûru sana ulaştırırsa..
    Seni kendi varlığından kurtarır…
  6. Bu oluş ile olmayıştan eline ne geçti?
    Ondan bazen korkuya düşüyor, bazen de umuda kapılıyorsun!..
  7. Onu tanıyan, ondan korkmaz…
    Çocuk ise, gölgesinden bile korkar…
  8. Yola çıktıktan sonra, artık korkun kalmaz;
    Arap atına kırbaç vurmak gerekmez.
  9. Niçin Cehennem ateşinden korkuyorsun?.
    Artık senin rûhun da bedenin de varlıktan arınmıştır!..
  10. Saf altın, ateşte daha da parlar..
    İçinde tortu olmayınca, onu yakmaya gerek yok ki!..
  11. Önünde senden başkası yok;
    Ancak, kendi varlığından endişelenmelisin!..
  12. Eğer kendi kendine tutulursan,
    Koca âlem bir anda önünde perde olur!..
  13. Sen varlık yörüngesinin en aşağı cüzüsün,
    Sen ilk noktanın karşıtısın…
  14. Âlemdeki somutlaşmalar, sana yansımıştır;
    Onun için, şeytan gibi; “Benim gibisi var mı?” diyorsun!..
  15. Ondan dolayı; “Ben serbest irâdeye sahibim!..” diyorsun;
    Bedenim bir binek, rûhum da süvâri.. havalarındasın…
  16. Bedenin dizginini rûhun eline vermişler,
    Bütün yükümlülükleri, o yüzden sana yüklediler…
  17. Bilesin ki, bu yol mecûsiliktir;
    Bunca felâket ve uğursuzluk varlıktan ileri gelir!..
  18. Be câhil adam!. Hangi serbest irâdeden söz ediyorsun!.
    Bizzat bâtıl olan bir şeyin irâdesi mi olurmuş?!
  19. Varlığın tamâmen yokluk gibi olunca,
    Bir daha: “Nerede benim serbest irâdem?.” Deme!..
  20. Birinin varlığı kendinden değilse,
    Kendiliğinden iyi veya kötü olamaz!..
  21. Bütün Evrende kimi gördün ki,
    Bir an için nimetten dolayı sefa sürmüştür?,,
  22. Kimin bütün ümitleri gerçekleşti?..
    Kim ebediyete kadar kemâl içinde oldu?..
  23. Mertebeler, kalıcıdır; fakat mertebe ehli Hak’kın emrindedir.
    Her zaman gâlip olan, Allah’tır.
  24. Her şeyde etkin olanın Hak olduğunu bil!..
    Ve kendi sınırlarının dışına bir adım atma!..
  25. Kendi durumuna bak!.
    “Bu kader nedir?” Ondan anla ki, “Kâmil kadere sâhip olan kimdir?..”
  26. Dinî ilimler, Meleklerin ahlâklarıdır;
    Köpek karakterli birinin kalbinde tutunmazlar…
  27. Hazreti Mustafa’nın sözü böyledir.
    Dinle!. Vallahi, aynen şöyledir!..
  28. Bir kimsenin cebir (zorlama) den başka mezhebi varsa,
    Rasülûllah buyurdu ki, “Mecûsi gibidir.”
  29. Mecûsiler, Yezdan (Tanrı) ve Ehrimen (Şeytan)e inandıkları gibi,
    Ahmaklar da “ben” ve “biz” ayırımına inanırlar.
  30. Fiillerin bizlere nisbeti mecâzidir;
    Aslında nisbetler de oyun ve eğlencedir.
  31. Sen yokken fiillerini yarattılar;
    Seni bir iş için seçtiler,
  32. Sebebsiz kudretiyle Hakka dayalı bilen Allah,
    İlmiyle mutlak bir hüküm koydu.
  33. Rûhtan ve bedenden önce her şey takdir edilmiş
    Her varlık için bir iş öngörülmüş..
  34. Biri yedi yüz bin ibadet etti;
    Ama, boynuna lânet halkasını geçirdi…
  35. Diğeri ise, günâhtan aydınlık ve berraklık buldu,
    Tevbe edince, berraklaştırıcı nûra kavuştu.
  36. Daha da hayret vericisi; bu emredileni terk ettiğinden,
    Hak’kın lûtfuyla rahmete kavuştu, affedildi.
  37. Öbürü ise, yasaklananı işlediği için lânete uğradı…
    Ne güzel iş bu!. Kaç, ne ve niçinden uzak!.
  38. Yüce Allah, boş işlerden münezzehtir!..
    Kıyastan ve mantıktan uzaktır!..
  39. Ezelde ne oldu, ey ham adam?!.
    Niçin şu, MUHAMMED oldu, bu da Ebu Cehil?.
  40. Allah’ın işleri hakkında; “Nasıl ve Niçin?” diyen kimse,
    Bir müşrik gibi O’na yakışıksız bir şeyi nisbet etmiştir…
  41. “Ne ve Niçin?” diye sormak O’nun şânındadır…
    Kulun itiraz hakkı olmaz!
  42. Allah, her zaman yücedir.
    Sebep, Allah’ın fiiline lâyık değildir!..
  43. İlâhlığa yakışan, lûtuf ve kahırdır..
    Buna karşılık; kulluk, muhtaçlığın ta kendisidir.
  44. Kerâmetler Ademoğluna dayatılır;
    Yoksa, O’nun kendisinin seçmesi söz konusu değil!…
  45. Hiçbir işi kendinden olmayan kişi mi,
    iyiden, kötüden bahs ediyor?!.
  46. Bu zulûm değildir; ilim ve adâlettir..
    Baskı değil, lûtuf ve faziletin ta kendisidir.
  47. Serbest irâdesi yok insanın, o bir memurdur!.
    Ne güzel miskinlik bu!. Hem serbest , hem de mecbûr!.
  48. Bu nedenle seni şeriata uymakla yükümlü kıldılar..
    Seni, kendinle tanımladılar.
  49. Hak’kın yükümlülüğünün dışına çıktığın zaman,
    Bir anda ortadan yok olursun…
  50. Bütünüyle kendinden kurtulacak olursan,
    Gerçek bir zengin olursun, ey derviş!.
  51. Bütünüyle kendinden kurtulacak olursan,
    Gerçek bir zengin olursun, ey derviş!.
  52. Yürü kuzum, canını kadere teslim et!..
    İlâhi takdire razı ol!..

Check Also

Gülşen-i Raz -47-

O gül bahçesinden yeniden koku aldım, Ve adını “GİZEMLERİN GÜLBAHÇESİ” koydum… Onda gönül sırlarından güller ...