Kitap

Gülşen-i Raz -7-

Sen âlemden sâdece bu lâfzı duydun… Gel, âlemden ne gördün, onu söyle!.. Şekil veya mânâdan ne öğrendin?.. Âhiret nedir?.. Dünya nasıldır?.. De bakalım; Simur ve Kâf Dağı nedir? Cennet, Cehennem ve A’raf ne demektir?.. Görünmeyen âlem neresidir; Ki, bir günü, buranın bir yılı kadardır!. Gördün ki, cihan bundan ibâret değil!.. “Görmediğiniz şeyler..” buyruğunu dinlemiş olmalısın!. Gel göster… “Cabelka” neresidir? “Cabelsa” ...

Devamını Oku »

Gülşen-i Raz -24-

  Rûhun bu mânâdan haberdar olursa, O anda, “tevbe ediyorum, bağışlanmak diliyorum!”, dersin…     Sen yoksun, yokluksa her zaman durgundur!.. Mümkün yok’un vâcibe ermesi mümkün mü?.   Hiçbir cevher, araz olmadan muayyen olmaz!.. Araz ne ki?. İki zaman arasında, yok olup gider!.     Bir filozof, bu sahada eser vermiş; Uzunluk, en ve derinlikle tarif etmiş…   Heyûla, mutlak ...

Devamını Oku »

Gülşen-i Raz -23-

SORU : Niçin yaratılmışa “Vasıl – Ermiş” diyorlar? Sülûku ve seyri nasıl gerçekleşir?.. CEVAP : Hak’ka ermiş kişi, yaratılmışlıktan ayrılır; Kendine yabancı olmak, tanış olmaktır. Mümkün, imkânı üzerinden attı mı, Vacipten başka bir şey kalmaz. Her iki âlemin varlığı hayâldir; Var olma vaktinde gizlidir, zevâl. Ermiş kişi, artık yaratılmış değildir, Kâmil insan, böyle söylemez. Artık, yokluk bir kapıdan girebilir mi?!. ...

Devamını Oku »

Gülşen-i Raz -22-

Bir aynayı karşına koyda, Ona bak ve onda bir başka şahsı gör!.. Bir kere daha bak, nedir o akis?. Ne budur, ne o!. Nedir bu akis?. Ben kendi Zâtımla muayyen isem, Bilmiyorum, nedir gölgem?. Yokluk, varlığa nasıl eklenir?. Nûr ile karanlık berâber olmaz.. Mâzi geçmiştir.. Gelecek aylar ve yıllar da henüz yoktur… Şimdiki zaman noktasından başka ne vardır!.. Bir noktadır, ...

Devamını Oku »

Gülşen-i Raz -20-

Anadan doğma kör kişi, renkler hakkında sana inanmaz, Yüzyıl kanıtlar desteğinde konuşsan da!.. Beyaz, sarı, kırmızı ve yeşil!… Ona göre, siyahtan başka bir şey değil… Bak!. Anadan doğma kör, talihsiz, Sürmecinin sürdüğü sürme ile görebilir mi?.. Âhıret hallerini görme bakımından, akıl, Anadan doğma kör gibidir, din açısından… Aklın ötesinde, insanın bir durumu var ki; Gizli sırları onunla bilir… Taş ve ...

Devamını Oku »

Gülşen-i Raz -18-

SORU : Sonunda, kim birlik sırrına erdi?. Ârif olan, neyi tanır sonunda?.. CEVAP : Birlik sırrına o kişi erer ki; Yolun duraklarında hiç beklemez. Arif’in gönlü, varlığı tanır, Mutlak varlığı ise, bizzat gözlemler… Gerçek “var”dan başka “var” bilmez.. Ya da, oyundan ibâret varlığı ele verir. Senin varlığın, tamâmen dikendir, çer çöptür… Kendini bunlardan sıyırarak arındır!.. Git!. Gönül evini süpür.. Sevgilinin ...

Devamını Oku »

Gülşen-i Raz -17-

Güneşin aydınlığı, geceden ayrılınca, Sana gün doğar, en yücelere erişir… Şu dönen çarkın dönüşünden, bir kez daha, Öğlen, ikindi ve akşam vakitleri belirir… Rasülûllâh’ın Nûr’u büyük bir güneştir; Bazen, Mûsâ’nın şahsında, bazen de Adem’in şahsında yansır… Eğer, âlemin târihini okursan, Mertebeleri birer birer bir kez daha bilirsin. Güneşten her an bir gölge ortaya çıkmış, Ve, o dinin merdivenine basamak olmuş… ...

Devamını Oku »

Gülşen-i Raz -16-

Nebîlik, Ademle birlikte zuhûr etmiştir, Ama, son Nebînin varlığında kemâle ermiştir./li> Artık, Velâyet olarak kalıcılığa kavuştu, bir daha yolculuk yapınca, Nokta gibi, Evrende diğer bir tur daha atınca, Onun eksiksiz zuhûru, son Veliyle gerçekleşir. Âlemin dönüşü, O’nunla tamamlanır. Velilerin varlığı, O’nun organları gibidir; O bütün, onlar parça gibidir!. O elçiyle tam bir münâsebet hâlindedir, Ondan alır genel Rahmeti, izhâr eder… ...

Devamını Oku »

Gülşen-i Raz -15-

Bademin çekirdeği bütünüyle bozulur, Eğer hamken kabuğunu kıracak olursan!.. Fakat, bir kere olgunlaştı mı, kabuksuz güzeldir!.. Kabuğundan sıyırıp çıkarırsan, daha iyidir. Şeriat kabuktur, hakikât ise öz’dür!.. Tarikat da bu ikisinin arasındadır. Yolcunun yolda bozulması anlamına gelir öz de kusur etmesi; Fakat, öz olgunlaşınca kabuksuz daha iyidir… Arif kişi, kendi gerçekliğine erişince, Öz’e yetişmiş demektir, kabuğu kırması gerekir!.. Varlığı bu âlemde ...

Devamını Oku »

Gülşen-i Raz -14-

Kâmil insan odur ki, Kusursuz olduğundan üstadlık mertebesinde kulluk eder. Mesâfeleri katetikten sonradır ki; HAK, onun başına Halifelik tacını koyar. Bir kalıcılık bulur, Yok oluştan sonra… Tekrar yolun sonuna varıp, başa döner. Şeriatı şiar edinir.. Tarikatı da hırka gibi üstüne giyer. Hakikât onun, Zâtının makâmıdır, bil!.. Orada küfürle imân bir aradadır!.. Övgüye değer huylarla nitelenmiştir; Bilgi, Zühd ve Takvayla bilinmiştir. ...

Devamını Oku »

Gülşen-i Raz -13-

Rasûl güneş gibidir, Velî ay gibi… “Benim… ALLAH ile berâber…” makâmında karşı karşıya gelirler.. Rasûllük, kendi kemâli açısından arıdır, Velâyet onda açıktır, gizli değil!.. Velilik, Veli’de örtülü kalır; Fakat, Rasûl’de açık ve belirgindir. Veli, ardında gitmekle, âdetâ yoldaşı olur; Râsul için, velayette mahrem olur. “Eğer seviyorsanız”dan, “ALLAH” da sizi sevsin..” halvetgâhına doğru yol alır… O halvetgâhta sevgilisi olur Hak’kın… Ve ...

Devamını Oku »

Gülşen-i Raz -12-

– Yolcu nasıldır?, Ve nereyedir yolculuk?.. “Kâmil kişidir..” diye kime diyelim?.. Bir de, “Yolcu kimdir?..” “Yolda giden?..” diyorsun… Yolcu, o kimsedir ki, kendi aslından haberdârdır… Yolu çabucak aşandır, Kendini ateşin dumandan arınması gibi berraklaştırandır. Onun yolculuğunu bir keşif seyri bil, imkândan, Vâcib tarafına.. –Noksanlık “nun”unu terk ederek… Menzillerde tersine bir yolculuk yapar; Tâ ki, kâmil insan oluncaya kadar … Önce ...

Devamını Oku »

Gülşen-i Raz -11-

“Ben kimim?.” “Bana benden haber ver..” ve “Kendinde yolculuk yap!.” Ne demektir?.. Bana sordun “Ben nedir?” diye “Ben”den haber ver ki, “Ben” kimdir? Mutlak varlık işâretlerle kendini gösterdiğinden, “Ben” lâfzıyla, “O”nu ifâde ederler. Hakikât, somutlaşmayla muayyen oldu.. Sen “O”nu ifâde ederken “Ben” dersin… “Ben” ve “Sen” varlığın Zât’ının arazlarıyız, Şühud (gözlem) kandilinin fânuslarıyız.. Hayâller ve rûhları hep bir Nûr bil!.. ...

Devamını Oku »

Gülşen-i Raz -10-

Kendi aslına iyice bak!. Senin aslın anneye baba oldu, sonra dönüp anne oldu.. Baştan başa tüm cihânı kendi içinde gör!.. En son geleni de, en ilk bil!.. En son Adem’in nefsi var oldu; Ama, her iki âlem de O’nun zâtı sayesinde var olmuş… Sonuncu değildir Adem!.. Amaç olduğundan, en son da var edilmiştir… İnsan, kendi zâtıyle zâhir olur!.. Zâlimlik ve ...

Devamını Oku »

Gülşen-i Raz -9-

Rûkünlerin ve tabiatların tutsağı olma… Dışarı çık ve san’at eserlerini seyret!.. Sen, göklerin yaratılışı üzerinde düşün. Ki, Âyetlerde Hak’kın övdüğü insanlardan olasın!.. Bir kere gör, bak azametli Arş’ı!.. Nasıl her iki âlemi kuşatmış!.. Niçin adını Rahman’ın Arş’ı koydular?.. İnsanın kalbiyle ne tür bir ilgisi var?.. Niçin bu ikisi sürekli dönmede?.. Bir an bile durmamaktalar?.. Meğer gönül, şu engin Arş’ın merkeziymiş; ...

Devamını Oku »