için arama sonuçları:

Gülşen-i Raz -38-

Yanak, burada Allah’ın hüsnüne mazhardır, Yüz hatlarından maksat da “O” nun yüce huzûrudur.. Yanağı, güzellikten bir çizgi çekti, Ve “bizden başka güzel yok!”, demek istedi. Bir çizgi çekti, rûh âleminin yeşil bahçesi gibi… Bundan dolayı ona “Âb-ı Hayat” adı verildi. Zülfünün karanlığıyla gündüzü gece yap, Yüz hattından Âb-ı Hayat pınarını iste!.. Hızır gibi, nişânsızlık makâmında, İç, çünkü O’nun yüzü hayat ...

Devamını Oku »

Gülşen-i Raz -36-

Bak!. Tanığın gözünde neler görülüyor?. Orada gerekli olan her şeye riayet et!.. Gözünden hastalık ve sarhoşluk sızıyor… Sevgilinin dudağından varlık altında gizli bir yokluk seziliyor. Gözleri gönülleri sarhoş ve mahmûr etmede… Dudaklarından dolayı, bütün cânlar gizlenmede… Gözlerinden dolayı dâimâ kanımız kaynamakta… Dudakları yüzünden, rûhumuz daima dehşet içinde!.. Gözleri yüzünden, bütün gönüllerin ciğeri yanmada… Sevgilinin dudakları, hasta rûha şifâdır!.. Gerçi gözlerine ...

Devamını Oku »

Gülşen-i Raz -35-

Mânâ adamı ne ister bu ibâreyle?.. Ki göz ve dudakla işâret etmektedir?. Ne ister zülüften, boydan benden?. Hâl makâmlarını aşan adam?.. Âlemde açıkça görülen her şey, Cihân güneşinin bir yansıması gibidir.. Cihân; yüz, ben, göz ve kaş gibidir… Bunların her biri de yerinde güzeldir. Tecelli, bazen güzellik, bazen de yücelik şeklinde olur.. Yanak ve zülfü de mânâlara örnek oluşturur. Hak’kın ...

Devamını Oku »

Gülşen-i Raz -34-

Öncesiz (Kadim) ve sonradan olma (Muhdas) birbirinden nasıl ayrıldı? Ki bu, âlem oldu, diğeri Allah?.. Öncesizle sonradan olma, aslında birbirinden ayrı değildir; Sonradan olmanın varlığı “O”ndandır, bu yüzden bâki ve kalıcı değil.. Her şey “O”ndandır ve sonradan olma, Anka kuşu gibidir.. Hak’kın dışındaki her şey, müsemmâsı olmayan isimlerdir. Ne O, bu olur, ne de bu, “O”na dönüşür… O zaman, bütün ...

Devamını Oku »

Gülşen-i Raz -33-

Başlangıçta senin sergilediğin her fiil, Onları yapa yapa belli bir güce erişirsin… Faydalı, zararlı her iş, İçinde bir şeyin birikmesini sağlar… Sürekli tekrarlanmaktan dolayı hâller, huy olur; Meyveler üzerinden zaman geçtikçe hoş kokular verir. İnsan, meslekleri bu şekilde öğrenir; Düşünceleri de bununla oluşturur… İnsanın içinde biriken bütün fiiller ve sözler, Mahşer günü açığa çıkarlar… Beden, gömleğinden sıyrılınca, Kusurlar da, hünerler ...

Devamını Oku »

Gülşen-i Raz -32-

Eğer bu anlamı bilmek istiyorsan, Senin içinde hem ölüm, hem de yaşama vardır. Âlemde aşağı, yukarı her ne varsa, Bir örneği senin bedeninde ve rûhunda mevcuttur… Âlem senin gibi bir kişiliğe sâhiptir; Sen onun için rûh, o da senin için beden gibidir. İnsan için üç türlü ölüm vardır: Biri; her an gerçekleşir ve Zât ile ilgilidir, İkincisi; isteğe bağlı ölümdür, ...

Devamını Oku »

Gülşen-i Raz -31-

Tekilden daha fazla olan parça hangisidir?. Bu parçayı bulmanın yöntemi nasıldır?.. Haberin olsun!. Varlık, tekilden fazla olan parçadır. Var olan ise, tekildir ve bu ters bir yansımadır. Var olan, göresel algılamada bir çokluğa sahiptir; Ama öz olarak Tek’den başkası yoktur.. Tekilin varlığı çokluktan dolayı zâhir oldu.. Ama o, Teklik açısından gizli bir parçadır.. Tekil, açıklıktan dolayı çok olunca, Miktar olarak ...

Devamını Oku »

Gülşen-i Raz -30-

Gerçi, güneş dördüncü felekte yer alır; Ama, ışıkları yeryüzünü idâre eder, Temel unsurların doğası güneşte yoktur; Yıldızlar, aslında soğuk, kuru veya yaş değildir!.. Temel unsurlar, bütünüyle ondan dolayı sıcak veyâ soğukturlar. Beyaz, yeşil, kırmızı, al ve sarı oluşları ondandır. İlâhi şekil verme ile, bütün unsurlar arasında bir uyum meydana geldi, Bundan dolayı konuşan nefis aşka geldi… Dinde mânevi bir nikâh ...

Devamını Oku »

Gülşen-i Raz -29-

Bütün huyların temeli adâlettir, Ondan sonra hikmet, iffet ve cesâret gelir.. Hikmet sâhibi demek; fiil ve söz açısından doğru demektir. Bu dört niteliğe sâhip olan kişinin, Rûhu ve gönlü, hikmet sâyesinde her şeyi doğru algılar. Ne gereğinden fazla kurcalayıcı ve ne de aptal olur… İffet aracılığıyla şehvetinin üzerini örter, Cinsel isteksizlik gibi, cinsel azgınlık da ondan uzak durur… Yiğit olur ...

Devamını Oku »

Gülşen-i Raz -28-

Duydum ki; Nisan ayında, Sedef, denizin dibinden yüzeye çıkar… Denizin derinlerinden yukarı çıkar da, Denizin üzerine kurulur ve ağzını açar. Denizden bir buhar yükselir. Hak’kın emriyle oraya yağar. Sedefin ağzına birkaç yağmur damlası düşer, Ağzı, yüz bağla düğümlenmiş gibi kapanır; Dolu bir gönülle denizin dibine geri döner. Ve bu yağmur damlası, bir inciye döner. Dalgıç denize dalar, Ve sedefi dışarı ...

Devamını Oku »

Gülşen-i Raz -27-

SORU : Bu hangi denizdir ki, sâhili sözdür?.. Dibinden ne tür cevherler çıkar?.. CEVAP : Birlik denizdir, varlık da söz sâhili… Sedef harftir ve cevherler gönüldeki bilgiler… Her dalgada binlerce inci gibi… Dışarı döker, nassları, nakilleri ve haberleri… Her an, ondan binlerce dalga doğmada; Ama bir tek damlası bile eksilmez!.. Bilginin varlığı, o muhteşem denizdendir. İncisinin sedefi ise, sestir, harftir. ...

Devamını Oku »

Gülşen-i Raz -26-

Mümkün ile Vacip’in kavuşması ne demektir? “Yakınlık, uzaklık ve daha ötesi” sözü ne anlama gelir?.. Bu sözü benden dinle, ne eksik, ne de fazla!.. Birinin yanında, sen kendinden uzağa atılmışsın!. Varlık, yoklukta zuhûr edince. Orada yakınlık, uzaklık, azlık ve çokluk oldu… Yakın, Nûrun ışığı yansıyan kimsedir, Uzak, vardan uzak olan yokluktur… Eğer, kendinden bir nûru sana ulaştırırsa.. Seni kendi varlığından ...

Devamını Oku »

Gülşen-i Raz -25-

Denizden bir buhar yükselir; Hak’kın emriyle çöle yağmur olarak yağar… Güneşin ışığı, dördüncü felekten Aşağı iner ve toprağa karışır. Sıcaklık meydana getirir ve bir kez daha yükselir; Onunla deniz suyuna karışır. Su ve hava onlara karışınca, Yemyeşil bitkiler ortaya çıkarlar… Dönüşerek hayvanların yiyeceği olur.. Sonra, insanın yiyeceği olup yeniden çözülürler, Bir nokta olur ve değişik biçimlere bürünür, Ve ondan bir ...

Devamını Oku »

Gülşen-i Raz -21-

SORU : Hangi nokta da söylenir; “Enel-hak = Ben Hakkım?” O mutlak remz, saçmaladı mı?. CEVAP : “Enel Hak”; mutlak sırları ortaya çıkarmaktır, Hak’tan başkası, “Ben Hak’kım” der mi?. Âlemdeki bütün zerreler, Mansur gibidir; Sen istersen onlara sarhoş söyle, ister mahmûr!.. Bu tesbihi (Allah’ı tenzih etme), bu tehlili (Allahtan başka ilâh yoktur, deme)yi dile getirmedeler… Tümü, bu anlamla iç içedir ...

Devamını Oku »

Gülşen-i Raz -19-

SORU : Eğer hem bilinen, hem de bilen O pâk Zât ise, Ya, bu bir avuç toprağın başında dönen sevda nedir?!.. CEVAP : Hak’kın nimetine karşı nankörlük etme!.. Çünkü, Hak’kı ancak Hak’kın Nûr’u sayesinde tanıyabilirsin… Şunu anla ki, O’ndan başka bilinen de, bilen de yok!.. Ancak, toprağın kızgın olması için, güneşe ihtiyaç var. Buna şaşılmaz lâzım ki, zerre ümit ederse!.. ...

Devamını Oku »