Gülşen-i Raz

Gülşen-i Raz -20-

Hangi düşünce bizim yolumuzda şarttır? Niçin düşünce bazen ibadet, bazen günâhtır? Nimetler üzerinde düşünmek yolumuzun şartıdır; Fakat Hak’kın Zât’ı üzerinde düşünmek salt günahtır!.. Hak’kın Zât’ı hakkında düşünmek bâtıldır. Elde olanı elde etmek, salt muhâl bil!.. Gözün gücü, kudreti olmadığından.. Parlayan güneşi göremez… Âyetleri Zâtından dolayı aydınlandılar; Zâtı Âyetler aracılığıyla aydınlanmadı!.. Bütün âlem O’nun nûruyla var olmuşken, O, nasıl âlem aracılığıyla ...

Devamını Oku »

Gülşen-i Raz -37-

Sevgilinin zülfüyle ilgili söz pek uzun olur, Neler söylemek lâzım ve neler sır olarak kalmalı!. Kıvrım kıvrım uzanan zülüf hakkında konuşmayı benden isteme!.. Delilerin zincirini sallama!.. Boyundan söz ettim de dün gece, Zülfünün kıvrılan ucu, “unut bunu!” dedi. Zülüfleri düz olmaktan çok, kıvrımlıdır; Bu yüzden hakikât arayıcısının yolu kıvrımlar doludur. Bütün gönüller, bir zincir gibi ona bağlandılar… Bütün rûhlar, onun ...

Devamını Oku »

Gülşen-i Raz -1-

Cana düşünmeyi öğreten, Gönül çırasını can nûruyla aydınlatan Allah’ın adıyla… “O” nun lûtfuyla her iki âlem aydınlandı. “O” nun feyziyle Âdem’in toprağı gülbahçesine döndü.. Öyle bir kudrete sahiptir ki, bir göz açıp kapama anında, “Kaf” ve “Nun” dan iki cihânı var etti. Kudretinin “Kâf”ı, kaleme verince nefes, Yokluk levhinde binlerce şekil belirdi.. Her iki âlem o nefesten var oldu; O ...

Devamını Oku »

Gülşen-i Raz -47-

O gül bahçesinden yeniden koku aldım, Ve adını “GİZEMLERİN GÜLBAHÇESİ” koydum… Onda gönül sırlarından güller açılmış; Ki, bu güne kadar kimse bu sırlardan söz etmemiştir… Süsenlerin dilleri hep konuşur, Nergislerin gözleri, her zaman görür!.. Gönül gözüyle bunları birer birer düşün!.. Ki, içindeki bu kuşku ortadan kalksın… Nice nakledilen ve aklen bilinen gerçek, İlim kapsamında incelenip arındırılmıştır. İnkârcılık gözüyle bunlara eğri ...

Devamını Oku »

Gülşen-i Raz -46-

Gâvuroğlunun putu göz kamaştırıcı bir Nûr’dur, Putların yüzünden yansımaktadır!.. O bütün gönülleri kemende vurur da, Bazen şarkı söyler, bazen de içki sunar… Ne güzel çalgıcı! Bir nağmesiyle, Yüzlerce zahidin harmanına ateş düşürür… Ne güzel sakî!. Bir kadehle, İki yüz yetmiş yıl insanı kendinden geçirir!.. Gece sarhoş olup Tekkeye gider, Sofunun efsununu efsâneye çevirir… Aklı başında olmayan bir sarhoş gibi Medreseye ...

Devamını Oku »

Gülşen-i Raz -44-

Gâvurluktan maksat, bana göre, soyutlanmadır; Taklit boyunduruğundan kurtuluş yani… Kutsal birlik huzuru ve rûhun manastırıdır, Ebedi Simurg kuşunun da yuvasıdır… Bu iş “Allah”ın rûhundan meydana geldi, Ve Ruh’ül Kudüs aracılığıyla ortaya çıktı… Hem, Allah’tan bir rûh sendedir… Hem de Ruh’ül Kudüs’ten bir nişân ondadır. Eğer Nasuti (beşeri) nefisten kurtulursan, Lahûti (ilâhi) âlemin kutlu huzûruna kavuşursun… Melek gibi her türlü maddi ...

Devamını Oku »

Gülşen-i Raz -45-

Süt çocuğu tutsaktır, Annesinin yanında beşiğe… Bülûğa erip kendi başına yürüyecek kadar oldu mu, Erkekse, babasına yoldaş olur. Unsurlar da senin için aşağı katmanlarda bir ana kucağı gibidir, Sen yücelerdeki babaların çocuğusun!.. Bu yüzden İsâ, yükseliş anında; “Yukarıya, babama gidiyorum!..” dedi. Sen de babanın canısın, öyleyse babana yönel!.. Yukarılara çıktılar yoldaşların sen de çık!.. Uçan bir kuş olmak istiyorsan, Şu ...

Devamını Oku »

Gülşen-i Raz -43-

Baktım ve gördüm her şeyin aslını, Anladım ki, zünnar bağlamak hizmete âmâde oluşun göstergesidir!.. Bilgi ehlinin başkaca bir esas tavrı yoktur; Yalnızca her şeyi ilk konulduğu hâliyle değerlendirirler… Beline kuşak bağla da yiğitler gibi, “Ahdime uyun!..” emrinin gereğini yap!.. Bilgi atına binip hidâyet asâsıyla, Meydandaki mutluluk topunu kap!.. Seni bir iş için yaratmışlar, Gerçi, başka birçok varlık da yaratılmıştır… Bilgi ...

Devamını Oku »

Gülşen-i Raz -41-

Meyhâneye mensûp olmak!.. Kendi olmak küfürdür; kendisi derviş olsa da… Meyhâneden sana bir nişân vermişler; Ki; “Tevhid, bütün izâfeleri geçersiz kılmaktır” diye… Meyhâne, örneksizlik âlemindendir, Boş vermiş âşıkların makâmıdır. Meyhâneli olmak, harâp içre harâp olmaktır!.. O’nun çölünde âlem, yalnızca bir seraptır!.. Bir meyhânedir ki, sınırsız ve sonsuz… Ne başını gören olmuş, ne sonunu!.. Yüzyıl orada koşup dursan da, Ne kimseyi ...

Devamını Oku »

Gülşen-i Raz -40-

Şarab, mum ve şâhit (güzel) ne anlama gelir?. Ne demektir meyhâneye mensup olmak?.. Şarab, mum ve şâhit (güzel) mânânın ta kendisidir… O her şekilde tecellî eder. Şarab, mum ve güzel, irfân nûrudur; Kimseden gizli olmayan güzeli de gör!.. Burada şarab billûr kadehtir; mum ise lâmba… Güzel de rûhların nûrundan bir kıvılcım… Güzelden Mûsâ’nın gönlüne bir kıvılcım sıçradı, Şarabı ateş, mumu ...

Devamını Oku »

Gülşen-i Raz -42-

Burada sözünü ettiğin put, zünnar ve gâvurluk, Küfürdür, değilse, o zaman söyle nedir?.. Burada put, aşkın ve birliğin mazharıdır, Zünnar bağlamak ise, hizmet aksidir. Küfür ve din, varlıkla kâim oldukları için, Birlik de aynısıdır putperestliğin!.. Eşya, varlığın mazharlarıdır, Bunlardan biri de puttur… İyi düşün, ey akıllı adam!.. Put, var oluşu itibariyle bâtıl değildir. Bil ki, Allah onun yaratıcısıdır!.. İyinin yaptığı ...

Devamını Oku »

Gülşen-i Raz -39-

O yanakta, bir nokta ben nakşedilmiş, Bu ben, çemberin merkezi mahiyetindedir. İki âlem çemberin merkezini oluşturan çizgi ondan kaynaklanır, Ve yine ondan kaynaklandı Adem’in kalbini nakşeden çizgi… Bu yüzden, kanla dolu gönlün hâli perişândır!.. Ki, gönül siyah ben noktasının aksidir… Beninden dolayı, kanlanmaktan başka hâl yoktur!.. Bu menzilden çıkış yolu yoktur!.. Teklikten hiç çokluk dışarı çıkmaz, Tekliğin özünde iki noktaya ...

Devamını Oku »

Gülşen-i Raz -38-

Yanak, burada Allah’ın hüsnüne mazhardır, Yüz hatlarından maksat da “O” nun yüce huzûrudur.. Yanağı, güzellikten bir çizgi çekti, Ve “bizden başka güzel yok!”, demek istedi. Bir çizgi çekti, rûh âleminin yeşil bahçesi gibi… Bundan dolayı ona “Âb-ı Hayat” adı verildi. Zülfünün karanlığıyla gündüzü gece yap, Yüz hattından Âb-ı Hayat pınarını iste!.. Hızır gibi, nişânsızlık makâmında, İç, çünkü O’nun yüzü hayat ...

Devamını Oku »

Gülşen-i Raz -36-

Bak!. Tanığın gözünde neler görülüyor?. Orada gerekli olan her şeye riayet et!.. Gözünden hastalık ve sarhoşluk sızıyor… Sevgilinin dudağından varlık altında gizli bir yokluk seziliyor. Gözleri gönülleri sarhoş ve mahmûr etmede… Dudaklarından dolayı, bütün cânlar gizlenmede… Gözlerinden dolayı dâimâ kanımız kaynamakta… Dudakları yüzünden, rûhumuz daima dehşet içinde!.. Gözleri yüzünden, bütün gönüllerin ciğeri yanmada… Sevgilinin dudakları, hasta rûha şifâdır!.. Gerçi gözlerine ...

Devamını Oku »

Gülşen-i Raz -35-

Mânâ adamı ne ister bu ibâreyle?.. Ki göz ve dudakla işâret etmektedir?. Ne ister zülüften, boydan benden?. Hâl makâmlarını aşan adam?.. Âlemde açıkça görülen her şey, Cihân güneşinin bir yansıması gibidir.. Cihân; yüz, ben, göz ve kaş gibidir… Bunların her biri de yerinde güzeldir. Tecelli, bazen güzellik, bazen de yücelik şeklinde olur.. Yanak ve zülfü de mânâlara örnek oluşturur. Hak’kın ...

Devamını Oku »