Tanrının Geleceği

çeviri: AylinER
düzenleme: Hakan Cakmak

TANRI’NIN GELECEĞİ

Deepak Chopra ile CNN’den Kyra Phillips’in Röportajı

Bence Tanrı’nın bir geleceği var, evrenin bir geleceği var. Pek çok kere söylediğim üzere “Tanrı” bizim kendimizi bilmemizdeki en yüksek hissimiz, sezgimiz.
Şunları sorgularız; Neden varız?, Varlığın anlamı ne?, Ölüm ne anlama geliyor? Bir ruha sahip miyiz? Ve eğer ki Tanrı varsa, bizi önemsiyor mu?… Çünkü eğer Tanrı, tıpkı çeşmenin suyu akıttığı gibi mekanik olarak evreni püskürten bu hiçliğin sonsuz boşluğuysa, o zaman de benim onu önemsemememle biri niye ilgilensin ki?!.. benim bu kaynakla bir bağlantım var mı ki?…
Ve bence Tanrının bir geleceği var, eğer gerçekten de benim dini deneyemin diye adlandırdığım şeyi gerçekten de anlarsak…
Eğer ötesine geçebilirsek, bu, şu anlama geliyor; düşüncelerin ötesine geçmek. Çünkü, şunu söylemiştim; hiç bir düşünce sistemi bizim hakikate erişmemizi sağlayamaz. Düşünce sistemi model yaratır, pek çoğu modellerle sıkışıp kalmıştır… Bilimsel model, teolojik-ilahiyat model, dini model… ve dolayısıyla,“Dingin, sakin olun! Bilin ki Tanrı Benim!”(İncil: 46:10)daki cümlede geçekten bazı içgörü-sezgi, kavrayış mevcut. Çünkü, tam anlamı ile geçekten dingin olursan, geride sadece tam olarak “Farkındalık” kalır, sadece “Varlık” kalır, ve sadece “varoluş” kalır ve orada kalırsa, sende OLuşlar başlar, bedenin ötesine-öteye geçebilirsin. Ama dini geleneklerde bilirsiniz ki; kendinize “ben kimim?” diye sorarsınız ve cevap beklersiniz ve sonra, “bu soruyu kim soruyor?” diye kendinize sorarsanız, bir alt katman olduğunu görürüsünüz.. kim olduğum sorusunu, her kim sorarsa sorsun, niye böyle bir soru soruyor ki?.. “Ne istiyorum?”, “Amacım ne?”, “Neye şükrediyorum?” soruları sorarız. Bunlar çok sipirütüel sorular… Ama sonra bir şey olur. Sezgi oluşur ve bilirsiniz ki; her kutsal kitap “Vahiy” denilen şekilde oluşumuştur. “Vahiy” nedir?..İster Hz.İsa olsun, ister Hz.Muhammed(sav), ister de Buda olsun..hepsinde vahiy vardır. Vahiy nedir? Eğer insanlara vahiyin ne olduğunu sorsanız, onlar, “gerçeğin ortaya çıkması” derler. Hayır! Bilimadamları değil bunu söyleyen, deneyimleri olmuş, teoloji çalışmış insanlar bunu söylüyor..
Hakikatin açığa çıkışı, görünmez bir noktadan, alandan sana gelmekte, inzâl olmakta. Dolayısıyla, sorup-cevap aldığın “self-reflection-özdüşünüm-özyansıtma çok önemli. Bir mersedes ya da güzel bir evi isteme, bunu sorma! Büyük soruları sor!

Örneğin?

Örneğin, söylediğim sorular: “Ben kimim?”, “Ben kimim sorusunu soran kim?”, “Tanrı var mı?”..

Dolayısıyla, “tanrı” farkındalık-şuur.

“Tanrı”, soruları soran ve cevapları veren farkındalık, şuur.
O zaman en derin kısmımız olan, o yere inmemenin tek yolu..

“(beden-madde) Ötesine (transcendence) geçmekle” olur.

Dua ve neditasyonla..

Dua, meditasyon, derin düşünme-tefekkür, ki çok önemli. “Self-reflection- Özdüşünüm-Özyansıtma”..
Biz bu sohbete yaparken, evren ışık hızından da hızlı genişlemekte, tüm gökyüzü boyunca büyük rüzgârlar esmekte. Pek çok şey OLmakta. Eğer bunlar OLmasa, biz bu sohbete yapıyor olmayacaktık. Bu, matematiksel önermelerle olmakta. Tek bir ondalık sistemin yerinden oynamadığı-değişmediği bir şekilde. Aslında bu çok çılgınca. Bilim, evreni şimdi kadar olduğundan daha gizemli, esrarengiz yaptı. Bilimle bilinmeyen, ve bilinmezlik katalanarak arttı. Biliyor musun; Bilim, Tanrının olasılığını artırıyor. Bilim, Tanrının muhteşemliğini övmekte. Çünkü, nonlocal-mekansız olmak, her an her yerde olmanın, herşeyi bilenin-ilmin bir başka şekilde denişi. “O” her yerde! Enerjiler heryerde, madde her yerde ve organize–düzenli bilgi her yerde!. Dolayısıyla,bunlar, İlm’i, Kudret’i, her an her yerde OLanı söylemenin bir başka yolu.

Çeviren:AylinER

Check Also

Geri Dönüşü Olmayan İnsan Ruhunun Ölümsüz Yolculuğu