Sadece Beyinden mi İbaretiz? -1-

Çeviri: AylinER
Senkron: Yasemin Gündüz
Hazırlayan: Hakan Çakmak

Ay, Gelgitler, Neil deGrasser Tyson Neden Colbert’ın Tanrısı…

Hayden Planetaryum’un Direktörü Neil deGrasseTyson ile Sohbet: 1.BÖLÜM

Roger Bingham: New York’ta, Amerikan Tabiat Tarihi Müzesi’nin(ANHM) hemen aşağı sokağında bulunan Lucerne Hotel’de Neil deGrasser Tyson ile birlikteyim. Kendisi astrofizikçi, Amerikan Tabiat Tarihi Müzesi (ANHM)’de Hayden Planetaryum’unun Direktörü. Buraya kadar geldiğin için teşekkür ederim. Geçen yaptığımız sohbete devam etmek istiyorum.

Neil deGrasser Tyson: O sohbette yeterince konuşmamış mıydık?!:)

Bingham: Hayır, hayır! O kadar heyacanlandım ki elimden gözlüğüm düşüyor!:) Çünkü bir kaç şeyden bahsedeceğimizi söylemiştik. Geçen sohbetin yazılı dökümüne  ve senin bana yolladığın en son maile baktım.Diyorsun ki: “Biz herşeyi videoya alıyoruz ve artık yazılı metni okumuyoruz.Artı transcript-deşifre edilmiş metin, canlı etkileşim için önemli olan tüm kişiler arasındaki iletişimi atlamaktadır.”

Tyson: Bu  da beni şu noktaya getiriyor: neden transcript-deşifre edilmiş metin istesin ki?

Bingham: İnsanlar aslında bu yazılı şeyi bayağı yararlı buluyorlar.
Tyson:Hangi insanlar?

Bingham:Onlar buna bakıyorlar..

Tyson : ve bilgisayara da, tabii eğer videosunu izleme seçeneğine sahiplerse.O zaman da tabii ki videosunu seyretmeyi tercih ediyorlar.

Bingham: Onlar pek çok şeyi transcripti-yazılı metni okurken kaçırıyorlar..

Tyson: Herşeyi! Eğer ben otomatik konuşsam/olsam, o zaman kullandığım kelimelerle, transcript arasında bir fark olmaz.Ama çok şükür ki, ben bir insanım ve seninle şuanda bir zaman ve mekan içinde etkileşim halindeyim ve bu, kelimeler arasında duraksamaların, kaş hareketlerinin neyi ifade etttiği ya da röportajı yapan tarafından bir şey komik mi , değil mi’yi anlamayı da içerir. Bence insan iletişimi için sözel ve  sözel olmayan kişilerarası ipuçları önemli. Transcriptten-deşifre edilmiş metinden ne olup bittiğini tamamen anladığını düşünen kişinin kendisi iletişimci olamaz!Onların neyi değerlendirdiğini bilemem. Bu kişiler kelimenin iletişimin aracı olduğunun önemli olduğunu düşünürler. Ancak değer verdiğimiz pek çok insani etkileşim, henüz söze dökülmemiş olandır.

Bingham: Tamam, iki nokta var burada. İlki, aslında bu,ne söylendiğini tekrar açıp bakmak için yararlı bir göndergesel araçtır.Güzel olan bir başka nokta da; tüm sosyal nosyonun…

Tyson: Kaydırma düğmesini kullan da videonun o kısmına gel!:))Biraz hızlı geliniyor ama devam et!:)

Bingham: Tamamen olay şu anda, nörobilimin sosyal etkenliği-geçerliliği. Sen kesinlikle haklısın! Nörobilim konusunda bayağı harika şeyler oluyor ki, bu da kişilerarası etkileşim;insanların etkileşimi, yüz ifadeleri ve bunun gibi pek çok şey. ANHM’de beyin hakkında devasa bir sergi devam etmekte. Buna dahil olacak mısın?

Tyson: Hayır.Bir konudan başka bir konuya geçildiğinde, her bir sergi konusu ile ilgilenen büyük bir ekibimiz var. Demek istediğim; bir konudan başka bir konuya geçildiğinde, ANHM’nin her bir konudaki bilimsel uzmanları,  o konunun sergisi için çalışır.Dolayısıyla, beyin astrofiziğin konusu olmadığı için, ben de bu sergi çalışmasına dahil değilim.

Bingham: Ama yine de NOVA ScienceNOW’ın sunucu olarak sen…
Tyson: Beynim haricinde dahil değilim.Benim de bir beynim de var bundan dolayı bu konuyla ilgiliyimJ ama serginin düzenlenmesine dahil değilim.

Bingham: Nova ScienceNOW’ın sunucu olmandan dolayı nörobilimle ilgileniyor ve bununla ilgili program yapmış  olman gerekiyor.

Tyson: Pek çok kere..

Bingham:Nörobilim konusunda bazı düşüncelere sahip olmalısın.Mailinde bana demişsin ki: “Nörobilim konusunda konuşmak beni mutlu ediyor. Nörobilimin nereye gidebileceği ve gitmesi gerektiği konusunda fikirlerim mevcut.”

Tyson: Evet, var.

Bingham: Peki bu fikirler ne olabilir?

Tyson: Nörobilim,insan hallerinin ne olduğunun anlaşılmasının geleceğidir. Davranış… En zor olan şeylerden bir tanesi de, bir insanı bir kutunun içine koyup da üzerinde beyin hakkında deneyler gerçekleştirememektir. Bunu hem etik, hem de legal açıdan yapamazsınız. Dolayısıyla, beyin benim için bilimsel araştırmalardaki en zorlu konudur.Bundan dolayı, nerede olduğumuz, nereye vardığımız konusunda nörobilim diğer bilim dallarına öncü olmuştur.İnsan davranışı; zihinsel hastalıklar, duygularımızı tahrik eden şeyin, nefretimizin, sevgimizin, ihtiraslarımızın ne olduğu  konusunda nörobilimin ortaya koyacağı daha  çok şey var. Bazı insanlar var.Onlar bu alanlara bilimin ulaşamayacağı konusunda çok eminler.Aslında neredeyse propagandasını yapıyorlar. Diyorlar ki: “ Bilim hiç bir zaman aşkı, neden bir sanat parçasını beğendiğimizi açıklayamayacak.” O zaman onlara soruyorum: “Bulmasını istemediğiniz için mi yoksa bunun mümkün olmadığını düşündüğünüz için“hiç bir zaman” diyorsunuz?”Çünkü, aşkın, sevginin ne olduğu ya da bir resmi beğenip beğenmediğiniz konusunda bazı testler hayal edebilirim. Örneğin; tüm nörosinpatik beyin olayını haritalandırdığımızı düşünün.Ondan sonra da bir kişiye bir resim gösterin ve beyinlerinde neyin ateşelendiğini izleyin.Tamam mı?Hangi kısımların harkete geçtiğini izleyin.Bu ilginç.Sonra aynı resmi beğenen başka kişilere de gösterin.Eğer beynin “aynı” kısmı uyarılıyorsa, o zaman resmin içeriği, görsel uyarıcı ile insan beyninin bu uyarıcıya karşı reaksiyonu arasında  bir etki-tepki vardır. Dolayısıyla, bu deneyi yeterli kereler yaptıktan sonra, bu deneyi tersine çevirip şöyle diyebilirsiniz: “Senin önüne bir resim koysam ve beynin o kısmına bilerek dokunsam, ne olur? Sana gösterdiğim o resim hakkında ne hissederdin?” Eminim size siyah boş bir resim göstersem ve diğer resmi beğendiğinizde beyninizde ateşlenen bölgeye dokunsam, siz o siyah boş resmi de beğenirdiniz.Bu çok mantıklı.Eminim. İddia ederim.Bu tarz testler bu şekilde ortaya çıkmakta. Bence bunu bize söylediği ve söyleyeceği şey:Tüm duygular, beyninizin ne ile uyarıldığına ya da uyarılmadığına bağlı olarak ortaya çıkmakta. Ya da inanç sistemleri.Onlar kanıta dayalı şeyler değildir.Onlarda beyninizde neyin ateşlenip, neyin ateşlenmediğine bağlı olarak tetiklenir.Dolayısıyla, tüm bunlar nörobilimin geleceğinde yatmakta.Ama eğer bu şekilde kendisini açığa çıkarmazsa, bu da ilginçtir.Eğer her ikimiz de bir resmi, bir heykeli ya da bir müziği beğenip de beyinlerimizin farklı yerleri tetiklenirse, işte bu da çok ilginç olur!Onlar bize hayal edebileceğimizden çok daha zor olduğunu anlatmakta.Bunun da sebebini öğrenmek isterim tabii.Ama tüm cevaplar, nörobilimden gelecektir. Psikologlardan gelmeyecek, fizikten gelmeyecek.İnsanlar kuantum fiziği bir şekilde hayal ediyorlar. Bence bu noktada nörobilim hepsinin ötesine geçiyor.

Bingham: Şimdi burada şeytanın avukatlığını yapayım:Sen burada biraz indirgemeci bir pozisyon alıyorsun.Hepimiz beyinden ibaretiz.Öyle değil mi?

Tyson:”İndirgemeci” kelimesi beni hep etkilemiştir.Çünkü öylesine bir etiketlemedir ki bu!; “sen indirgemecisin, sen değilsin!”..Ben bu tarzda düşünmem.Düşündüğümde yaptığım şey; ben şunu sorarım: Beyin oldukça gizemli bir yer. Beyni henüz anlamış değiliz. “Hadi perdeleri arayalım ve ardında ne olduğunu görelim”derim.Bu şekilde düşünmem oldukça doğal ama “indirgemeci” olarak etiketlenmek, buna da tamam ama dünya hakkında öğrendiğimiz o kadar çok şey, bir bakıma açıp bakmala, parçalara ayırmakla oldu.”Hey! bakın ne öğrendik” şeklinde oldu. Daha önce öğrenemedik çünkü nasıl açıp bakacağımızı bilemiyorduk. Ama sen bunu“indirgemeci” diye etikelemek istiyorsan, tamam!Sadece ben bu şekilde kendimi etiketlemiyorum! Benim tüm yaptığım; doğanın nasıl işlediğini anlamak.

Bingham: Epey bir kalabalık sergiyi ziyaret geliyor.Nörobilimin saçma olduğu benim fikrimdi.Seninle bu konuda hem fikirim.Bu konuda öğrenilecek ve açığa çıkaracak çok şey var.

Tyson:Eğer bana sorsan ki: “Sence bizler sadece beyinden mi ibaretiz?”, işte bu iyi bir başlangıç olur.Dirseklerden ya da ayak parmaklarından mı oluşuyoruz?!:).. “Beyin”… işte bu başlamak, sorgulamak için çok iyi bir yer. “Biz bundan mı ibaretiz, bu çok fazla, gurur duyacağımız bir şey değil mi?, neden bu “biz beyinden ibaretiz” tavrı?..”Bunlar oldukça güçlü önermeler. Ben diyorum ki: “Olduğumuz şey bu! ve bu harkülade bir şey!” kulaklarınız arasındaki 3 pound -ya da her neyse- ağırlığındaki birşeyin kozmozun doğasını ortaya çıkarması, anlaması!Oldukça güzel.

Bingham: ve insanları düşündürtüyor ve örneğin;astrofizik diye tanımladığımız şekilde olarak ortaya çıkıyor.

Tyson: Öyle ve ayrıca geriletici kültürel düşünceler ve herşey, nasıl düşüneceğimiz beyinden açığa çıkıyor. Beni etikleyen şey; beynin bizi aldatması!, beyin,duyularımızı bloke edip, etrafımızdaki dünya hakkındaki kesin, doğru bilgiyi nasıl engellemekte? Ve beni sonu olmayan bir şekilde etkilemekte ve bilimin, dünyanın doğasını bütünüyle anlaması neden bu kadar uzun sürdü? Bunun sebebi,beynin bilimsel bağlantıları bir anda kuramaması olmalı! J Öbür türlü,cinleri,şeytanları yaratacağımıza, ilk planda dünyayı hemen anlamış olurduk. İnsan kültür tarihine bakıp da etrafımızda olan biten şeyleri saymak için yarattığımız şeylere baktığımızda, bilim, göreceli olarak kültürlerin ve insan zihninin geç gelen bir hareketi. Dolayısıyla, bilim bizim dünyayı anlamamız ve ilham almamız konusunda gurur duyacağımız bir şey olmalı.

Bingham: Bu tüm inanç nosyonu, insanların kanıtlar olmaksızın yaptıkları açıklamalar… Senin Hayden Planetaryum ve Neil DeGrasee Tyson adlı web sayfanda geçen ay yaptığın bir kaç klip var. Bir tanesi Colbert’ın Show’u, bir tanesi de birkaç gün önceki güniçi showu olan Jon Stewart’la olan Show. Colbert çok komikti.Show’da Colbert,Bill O’Reilly’in: “Güneş doğar, güneş batar, dalgalar gelir ve gider, gelgitler olur. Dolayısıyla, bunu yapan bir Tanrı olmalı!” açıklaması hakkında konuşurken, sen bir şekilde oraya uğramış gibi gözüküyordun ve sen gelip, gelgitlerin aslında nasıl oluştuğunu açıkladın. Oradaki kurgu, hikaye neydi?

Tyson:Bilirsin, Colbert her zaman önceki günlerde neler olmuş, haber akışındaki şeyler hakkında komik komik konuşur. Bu sefer sırada Bill O’Reilly vardı. Ateist Organizasyonun başı olan kişi ile yaptığı tartışmada, O’Reilly ateistlerin başına diyor ki: “dalgalar gelir ve gider, gelgitler olur ve sen bunu  açıklayamazsın!.” Ve Colbert, show arasında beni arayıp, benim bunu muhtemelen açıklayabileceğimi düşünerek, beni Show’una davet etti. Oldukça eğlenceli idi ama ben basit anlamda gelgitlerin neden ve nasıl olduğunu açıklamak için oradaydım. Stephen Colbert daha sonra “Colbert mantığı”nı kullanarak şu sonuca gelip,dedi ki: “Eğer sadece tanrı bunun nasıl olduğunu açıklayabilirse, ve astrofizikçi Neil DeGrasee Tyson bunu açıklıyorsa, o zaman sen Tanrısın!”. Biraz komikti ama fizik (FİZİK 101-fiziğe giriş dersi) bilmezsen,dünya gizemli gözükür.

Bingham:Jon’un seninle yaptığı konuşma yayınlanacak mı? ya da yeni sezonda  mı?
Tyson: Dün akşamdı. Bilmiyorum haberin var mı ama aslında dün televizyonda gösterildi.

Bingham: Kitap kısmına, Brain Green’in yeni kitabına birazdan geleceğiz ama bize programla iligili bir şeyler söyle.Yeni sezonda yeni şeyler var mı?

Tyson:2011’in baharında Nova ScienceNOW ile 5. Sezonuna geldik.Bu sezon,daha önceki yıllara göre biraz daha farklı organize edildi.Daha önceki yıllarda, bilim bir saatlik süre içinde bir bütün olarak anlatılıyordu.Halâ bilim kısmı var ama belirli sorulara işaret eden ve içerik dahilinde konular var. İlk,Prömiyer showdaki soru: “gelecekte nasıl yaşayacağız?”Cevaplar çok açıdan geliyor: Uzay kıyafetlerinden bahsetmek, güneşten ya da galaksiden gelen radyasyon, yiyecek depolama, propulsiyon-ileriye doğru sürme,itici güç..dolayısıyla hikayeye aynı soruya cevap veren çoklu açılardan yaklaşıyoruz.Diğer show’un konusu: “Sonsuza kadar yaşayabilir miyiz?”, diğerinin konusu: “Beyin nasıl çalışıyor?”, bir diğeri; “bir sonraki büyük şey ne?”.. Dolayısıyla bu şekildeki sorular,  bizim showdaki tartışılanı daha anlamlı ve bir bütün içinde ele almamızı sağlıyor.

Bingham: Karışık derlemeden çok bu şekilde yani…

Tyson: Derlemeyi de severim, ama showda bizim kafamızda olanı konuşmacıdan bir şekilde zihninde derleyip toplamasını istemek biraz zor olur.

Bingham: Dolayısıyla, “bu büyük şey” ne zaman yayınlanacak?

Tyson:Programa bakmam lazım.

Bingham: Bir sonraki büyük şey ne?:)

Tyson:Bir kaç hafta içinde..

Bingham: Açıklayamıyorsun yani.

Tyson: Showu izlemelisin!:)

—— 1. BÖLÜM SONU——

Check Also

Bunu anladığınızda Tüm Hayatınız Değişecek – Bruce Lipton