Gökyüzünün Ocak Seyri: Köklü Değişim Zamanı Başlıyor

2019’un ilk ayı bizi tutulmalarla karşılarken yeni yılla birlikte bizi neler bekleyeceği konusunda büyük ipuçları veriyor. İlk tutulma yılın ilk haftasında, 6 Ocak’ta Oğlak burcunda gerçekleşecek olan Parçalı Güneş tutulması. 21 Ocak’ta ise Aslan burcunda Tam Ay tutulması yaşanacak. Bu tutulmalar yılın zorlu ve sarsıcı değişimlere gebe olduğunu gösteriyor. Tabi ki tutulmalar her yıl olan gökyüzü aktiviteleridir. Saros döngüsüne göre Oğlak ve Yengeç burçlarındaki tutulma serisi 18 yıl aradan sonra tekrar başlıyor. Fakat bu defa tutulmalara eşlik edecek gezegenlerin Oğlak burcunda seyrine devam eden Satürn ve Plüton olması nedeniyle, bu tutulma etkilerinin hayatlarımıza sarsıcı etkisi olacağı aşikar.

2019 yılında klasik gezegenlerden iki dış gezegenin kendi evlerinde olduğunu gözlemlemekteyiz. Satürn yönettiği ve kendi evi olan Oğlak burcunda seyrine devam ederken Yay burcu ise yöneticisi Jüpiter’i ağırlıyor. İkisi de klasik 7 gezegenden biri olmasına rağmen kişisel gezegen olarak adlandırılan içsel gezegenler değildir.

Gezegenler, yörüngelerinin Güneş’le olan mesafesine göre iki ana gruba ayrılır: İç gezegenler ve dış gezegenler. Güneş’ten uzaklaşmaya başladığımızda önce Merkür, Venüs, Dünya-Ay sistemi ve Mars gelir. Bunlar iç gezegenlerdir. Mars’tan sonra asteroitlerle dolu bir boşluk vardır ve sonrasında dış gezegenler gelir. İşte Jüpiter ve Satürn burada yer alır.

Ağır hareket ederek bir burçta uzun süre kalan ve bu yüzden farklı tarihlerde doğanların haritalarında aynı burçta bulunma olasılığı daha fazla olan dış gezegenler, Dünyanın sosyal yönü ve evrensel prensiplerle ilgilidir. Jüpiter inanç ve ahlaki değerleri, Satürn toplumsal kuralları ve düzeni temsil eder.

İkisinin de kendi yönettiği burçlarda konaklıyor oluşu, bize 2019 yılında sosyal temanın ön planda olduğunu gösteriyor. İnanç ve ahlaki değerlerimizi yeniden inşa ettiğimiz bu süreçte, insanlığın kendi elleriyle kurduğu sistemleri ve düzenleri tekrar gözden geçireceği günler kapıda. Başta finans kurumları olmak üzere, devletlerin yanı sıra tüm köklü kurum ve kuruluşlar kendi değerlerini ve kurallarını tekrar düzenleme ve yeniden oluşturma zorunluluğu ile karşı karşıya kalabilir. Özellikle bu sene yaşanacak olan Satürn ve Plüton kavuşumu, çok uzun süredir var olan birçok sistem ve kurumun ya dağılacağına ya da kendisini tekrar inşa etme süreciyle karşı karşıya kalacağına işaret ediyor.

 Yay burcundaki Jüpiter ahlak ve erdem gibi değerlere vurgu yaparken, Güney Ay Düğümü ve Plüton’un birlikte konakladığı Oğlak burcunun vurgusu, tüm kabul edilmiş ve öğrenilmiş gerçekler üzerinden bizi sarsabilir. Yapıp ettiğimiz her türlü icraat ve eylemin sonucuyla hızlı bir şekilde yüzleşebiliriz. 21 Ocak’taki Ay tutulması hariç, yeni yılın ilk ayındaki tutulmaların da Oğlak ve Yengeç burçlarında olacağını hatırda tutarsak, Oğlak temasının bu sene ne kadar önemli ve vurgulu olduğu aşikardır.

Sadece Oğlak değil Yengeç, Terazi, Koç da dahil tüm öncü burçların da bu durumdan en çok etkilenecek burçlar olacağını söyleyebiliriz. Ama özellikle Yengeç ve Oğlak burçları ve bu burçlarda Ay başta olmak üzere kişisel gezegenleri olanların daha çok etki alacakları ve doğum haritalarındaki bulundukları ev konuları üzerinden değişim yaşamaları kaçınılmaz.

Genel bir yorum yapmak gerekirse, Oğlak enerjisi, var olan ve kabul ettiği değerleri sahiplenip bırakmak istemez. Özellikle maddi kazanımlar ve finans konuları çok önemlidir. Bu süreçte paylaşmayı  öğrenmek, paranın dayanılmaz gücüne karşı ahlaki değerlerimizden ödün vermemek öğrenmemiz gereken en önemli ders olarak göze çarpıyor.

Yıla damgasını vuracak bu etkileşim haricinde Ocak ayında bizi bekleyen diğer göksel olaylar ise şöyle:

Yeni yıla girdiğimiz ilk saatlerde Mars’ın Koç burcuna geçtiğini görüyoruz. Agresyon, mücadele, hırs ve öfke enerjisinin temsilcisi olan Mars’ın yönettiği Koç burcuna geçmesiyle bu duygu ve güdülerin artacağını gösterir. Yeni yılın ilk saatlerinde gerçekleşecek bu geçiş, senenin mücadele ve aksiyon yönünün yüksek olacağının habercisi. Daha fazla inisiyatif alıp, daha fazla güç ve efor harcayacağımız, ayrıca bu gücü kendimizde bulabileceğimiz bir yıl bizleri bekliyor.

Yılın ilk önemli etkileşimi olarak 2 Ocak’ta Oğlak burcundaki Güneş ve Satürn kavuşumu göze çarpıyor. Spot ışıkları Satürn’ün üzerine odaklanıyor ve en son Satürn’ün Oğlak burcuna geçiş yaptığı 2017 Aralık ayında gözlemlediğimiz bu kavuşum tekrarlanıyor. Bu defa yeni yılın ilk günlerinde olduğu için bütün yıl boyunca ışıkların Satürn üzerinde toplanacağı sinyalini veriyor.

4 Ocak’ta Merkür-Uranüs üçgen açısı gerçekleşecek. Yay burcunun 28. derecesinde bulunan Merkür’ün 28 derecedeki Koç burcundaki Uranüs ile üçgeni bizlere yenilikçi ve sıra dışı düşünme enerjisi getiriyor. Olaylara bakışımız ve çözümler konusunda farklı bakış açıları kazanabileceğimiz, ilhama açık, farklı ve sıra dışı kararlar alarak harekete geçmek ve cesaretle uygulamak için gerekli motivasyon mevcut.

Ayrıca aynı gün yine Güneş ve Neptün arasında gerçekleşecek altmışlık uyumlu açı sayesinde manen ve ilham bakımından güzel etkiler almaya müsait olduğumuzu gösteriyor. O gün aklımıza gelen fikirleri kaydetmek, bize sunulan teklif ve önerileri iyi analiz etmek, görülen rüyaları bir kenara not etmekte fayda var.

6 Ocak’ta Oğlak-Yengeç döngüsünün ilk Güneş tutulmasına tanıklık edeceğiz. Tutulmalar çok iyi analiz edilmesi gereken, önemli göksel olaylar olması hasebiyle ayrıntılı yazmak icab edecektir. Özetlemek gerekirse; yaklaşık 6-8 haftadır ayak sesleri duyulan bu tutulmanın, hayatımızda değerler ve değerlerimize karşı tutumlarımız üzerinde önemli etkiler yapacağı aşikardır.  Güneş tutulmaları maksimum seviyeye ulaşmış Yeni Ay enerjisi demektir. Tutulma ile gerçekleşen Yeni Ay, hayatımızda yeni başlangıçları tetikleyebilmek için bazı dönemlerin sona erme vaktinin geldiğini gösterir. Aynı gün uzun zamandır geri seyirde olan Uranüs’ün de Koç burcunda direk harekete döneceğini gözlemlemekteyiz. Değişim kavramı hayatımızda etkisini göstermek üzere en üst seviyeden gaza basıyor.

8 Ocak’taki Merkür-Mars karesi, ilk gerilimin ve bazı olumsuz gelişmelerin ipucunu veriyor. Ağızdan çıkan kelimelere ve sözlere dikkat etmemiz gereken, zıtlık ve karşı karşıya gelme enerjisi içeren bu karenin etkisini göz ardı etmeden ikili ilişkiler, ortaklık ve iş ortamlarında önemli kararlar almak için uzak durmak gereken bir etki. Sabırsız yönümüz iş başında.

11 Ocak yaptığımız iş ve aldığımız kararların arkasında durmamızın gerekeceği bir gün. Güneş ve Plüton, Oğlak burcunun 20. derecesinde kavuşumda olacak. Cesaret gerektiren ya da kendimizi göstermemiz gereken işler için önemli bir gün. Sert etkilerin de tetiklendiğini söylemekte fayda var.

19 Ocak’ta Güneş Oğlak burcuna veda etmeden hemen öce Uranüs’le kare açı yapacak ve Ay-Güneş 150’lik açı yaparken Uranüs’e de altmışlık açıda olacak. Hepsinin anaretik derecede olması sebebiyle bu açı daha da önemli bir hal alıyor. Güneş-Uranüs karesi; ani ve aşırı tepki verme, gardını alıp kendi benliğimize ve egomuzu sarsacak en ufak bir hareket ve eyleme geçme dürtüsü taşırken, Ay’ın Güneş’i görmeyen ve bu sebeple kriz açısı dediğimiz 150’lik açıda bulunması; ağzımızdan haddimizi aşacak, otoriteyi sarsacak, karşı tarafın egosunu sıfırlamaya yönelik sözler çıkmasına sebep olabilir. Uranüs ile Ay arasındaki altmışlık açı ise yangına körükle gitmek misali, ani ve aşırı tepkilerimizi körükleyebilir. Ağzımızdan çıkanın artık geri dönüşü olmayacağı bilincinde olarak bu açının en etkin olacağı  19 Ocak başta olmak üzere tüm hafta boyunca sükunetle hareket edip temkinli olmamız hayrımıza olacaktır.

Bu açının kesinleşeceği 19 Ocak’tan hemen 2 gün sonra, Kova-Aslan burcu döngüsünün son tutulması olan Ay tutulması bizi bekliyor. Tutulma Kova burcunun 0 derecesinde gerçekleşecek. Bu ayın zorlayıcı ve sarsıcı etkilerinin en üst düzeye çıkacağı bu zaman dilimi, önemli iş, görüşme ve kararlar için doğru vakit olmayacaktır. 2017 yaz aylarından beri sürüncemede olan işlerimizden halen sıkıntıları ve olumsuz gidişatı devam eden kısımları nihayet hayatımızdan çıkacak lakin haklı ve haksız olan taraf ile güçlü olan ve güçsüz olan taraf arasındaki seçimde, kazanan güçlü olmasa dahi haklı olan taraf diyebiliriz.

Aynı gün etkisini gösterecek olan Satürn-Mars karesi de oldukça güçlü çünkü her iki taraf da kendi yönettiği evlerde çok güçlü pozisyondalar. Güçlü olan tarafın haksız olması durumunda şiddete başvurması görülebilir. Bu açı kaza, bela ve musibetleri çoğaltıcı bir etkiye sahip. Maddi tedbirlerin yanı sıra korunma dualarıyla ve belanın def-i niyetiyle sadaka çıkarmak manevi tedbirler açısından ehemmiyetle tavsiye edilir.

Neyse ki hemen ertesi gün gökyüzünün iki iyicili olarak adlandırılan Venüs ve Jüpiter’in Yay burcunun 16. derecesinde kavuştuğunu görmekteyiz. Artan öfke, yıkım, hüsran ve kayıp hislerinin üzerine bir rahmet yağmuru olacak bugün her türlü başlangıçlar için olumlu ve her türlü dini ve manevi çalışma için bereketli olacaktır. (Tam kavuşum İstanbul merkezli harita için saat 15:15)

29 Ocak’ta Merkür 9 derece Kova burcunda cazimi olacak yani bir süre Güneş’in kalbinde konaklayacak. Çoğu klasik metinlerde kabul edilen 17 dakikalık bu kavuşum anının etkisi 29 Ocak 19:44’da başlayıp, 30 Ocak 15:57’te bitecek. Tam kavuşum ise 30 Ocak 05:45-05:58 dakikaları arasında gerçekleşecek. Önemli işleri, alım-satım, imza, toplantı ve görüşmeleri bu saatte yapmak bizlere kadim astrologların tavsiyelerindendir. Bu vakitlerde her türlü dua ve niyet çalışması yapılabilir.

Ocak ayının seyir günlüğü, oldukça hareketli ve önemli gelişmelere gebe olan bir yılın ön gösterimi gibi adeta. Gerek bu ay gerekse tüm yıl boyunca yaşanabilecek her türlü değişime hikmet nazarıyla bakabilmek adına, Hz Mevlana’nın Mesnevi-i Şerif’inde geçen şu kıssa oldukça anlamlı bir mesaj niteliği taşır:

“Atına binmiş gitmekte olan bir bey, bir ağacın uyumakta olan adamın ağzından içeri yılan girdiğini görür. Yetişip müdahale etmek isterse de başarılı olamaz. Yılan uyuyan adamın ağzından içeri kaçar. Akıllı biri olan bey, uyuyan adama birkaç topuz darbesi vurur.

Adamı yakınlarda bulunan elma ağaçlarının altına kadar kovalar. Ağaçların altında çürük elmalar vardır. Bey çürük elmaları yemesi için adama baskı yapar. Zorla çürük elmaları yiyen adam bir yandan da, ”Yahu, ben sana ne yaptım? Zulmünün sebebi nedir? Canıma kastın varsa, vur öldür, ama işkence yapma” diye söylenir, durur.

Bey, ”Bunları yedikten sonra koşmaya başlayacaksın” der. Uykusuzluğun ve yorgunluğun üzerine, karnı tıka basa dolan adam, yakıcı güneşin altında beye lânetler okuyarak koşar da koşar. Sonunda adamın midesi bulanır, safrası kabarır ve kusmaya başlar. Bütün yediklerini çıkarır. Çıkardıkları arasında kocaman siyah yılanı görünce, beyin kendisine niçin böyle davrandığını anlar. Yaptığı beddualardan pişman olup beyden özür diler. Bilgisizliğini bağışlamasını ister.

Niçin yaptığınızı söyleseydiniz size hakaret etmezdim” der.

Bey, ”Midene yılan girdiğini söyleseydim, ne elma yemeye ne koşmaya ne de kusmaya gücün kalırdı. Korkudan ölürdün” der. Yılandan kurtulan adam, beye dualar ederek yanından ayrılır.”

Kıssadan hisse odur ki; Rasulullah Efendimizin nazar-ı dikkati celb ettiği gibi “İki kaşın arasında bulunan nefsin senin en büyük düşmanındır.” İçimize kaçan nefs yılanı, Rabbimizin terbiye sistemindeki değişimlere direnç gösteren yanımızdan beslenir. O beslendikçe Âdemoğlunun tekamülü zorlaşır. İstesek de istemesek de ilahi buyruğa boyun eğeceğimiz bu zorlu süreçte şişkin egolarımıza karşı esaslı bir duruş sergilemek zorunda olduğumuz bir zaman dilimindeyiz.

Yeni yıl, niyetine alan biri için aynı zamanda yeni bir başlangıç da olabilir. Her yeni yılda heyecanlanıp birtakım hazırlıklar yaptığımız gibi, hepimizin mutlaka tadacağı ölümden sonra başlayacak olan yeni hayatımızı düşünerek de hazırlık yapmak gerek.

Bu vesile ile; nefsi değil Rabbimizi razı etmek gerektiğinin idrakinde olduğumuz, ebedi yurdumuz için çokça hazırlık yaptığımız, teslimiyet ve rıza bineklerini kullandığımız, sağlıklı, huzurlu, İman ve İslam kavramlarının hakikatiyle dolu dolu geçecek bir yıl dileriz.

Şükran Ay Bakacak & Şükran Öztürk

Check Also

Geri Dönüşü Olmayan İnsan Ruhunun Ölümsüz Yolculuğu